07.06.2021
13694 Gösterim...
Psikolog Öznur KARAMAN
Obsesif Kişilik
Obsesif kişilikte , bireyler spontanesini kaybetmiştir ve yeniden var kılabilmek için kendilerine çeşitli ritüellere ihtiyaç duyan bir yaşam oluştururlar.Kişi obsesyonları(takıntıları) ile kendini güvende hissetmek ister.Çok tehdit altında kalmış olmalı bir parçası , bir zaman , bir şeyden.Obsesyonları ile benlikleri arasındaki bağ tıpkı anneleri ile kurulan terapötik bağ kadar güçlüdür. Terapide bu bağı terapisti ile kurabildiğinde bir aktarım gerçekleşir ve semptomlarının bilinçdışı sembolizasyonları üzerinde düşünülüp çatışma bilinç düzeyine çıkarıldığında bir kopuş / iyileşme gerçekleşir.
Duyumsanması reddedilen duygu semptomlaşır. Semptomlaştığında da yoksayılırsa bu obsesyonlara dönüşür. Bu yüzden obsesif kompulsif bozukluk , ‘’var’’ı reddetme ‘’görmeme’’ gibi bir bilinçdışı mükemmelliyetçilikle obsesyonlarını şekillendirmeye başlar. Aslında bireyler, ilk obsesyonları çıktığında kendilerini rahatsız hissetmezler.Aksine bu ritüeller onlarda geçici bir kaygı boşaltımı sağladığı için güvende hissederler.Ne zaman bu obsesyonların sıklığı ve çeşidi artar, kendilerine alan kalmadığında artık rahatsız edici gelmeye başlar. Semptomları onları yüceltilmiş yapmaya çalışırken benliği artık bir sıkışmışlık yaşamaya başlar. Duyulan korkuların ve arzuların sorumluluğu alındığında ve görüldüğünde bu semptomlar da işlevsizleşir. Kendisinden uzaklaştırmaya çalışılan her bastırılmış duygu obsesif bozuklukta bir ritüel olarak kişiye geri döner. Anlaşılmış her semptomsa , kuvvetini çekmeye başlar.
Psikanalitik terapi bilinçdışı ile çalıştığından, derinlemesine bir analiz prosedürü olan analitik terapi : obsesyonların en talep ettiği arzularını karşılayan bir terapi ekolüdür.
Psikolog Öznur Karaman
https://psikologoznurkaraman.com/
psikologoznurkaraman@gmail.com