Blog / Terapiye Başlamam Gerektiğini Ne Zaman Anlarım ?

News

20.06.2021

13070 Gösterim...

Psikolog Öznur KARAMAN

Terapiye Başlamam Gerektiğini Ne Zaman Anlarım ?

Psikolog Öznur Karaman
https://psikologoznurkaraman.com/
psikologoznurkaraman@gmail.com
İletişim: 0554 194 34 01

 

Travmaları; danışanlar arası travma derecelerini kıyaslamadan ve her bir bireyin acı eşiğinin farklılığını gözeterek kendine ve kendi yaşantısının dinamiklerine göre değerlendiririz. Çünkü derecesi büyük bir travma bir danışanın hayatını ele geçirmiyor iken, ona kıyasla  daha az yıkıcı olan travma danışanın bütün yaşantısına semptomik olarak sızabilir. Bu yüzden terapiye başlama arzusuna danışanlarımız karar verir. Bizler şu olunca, bu gözlemlenince başlanılmasından çok bu arzuyu kişilere cesaret verebiliriz.

 

Terapi: Arzuları ortak iki kişinin karşılaşmasıdır. İyileşmeyi mümkün kılan da yine kişinin arzusudur. Terapiye başlama her ne kadar dirençler seanslar için de var olucaksa da iyileşmek için bir isteğin göstergesidir. 

 

Psikoloji terim literatüründe yer alan bir kelime var ‘’resilience’’ çevrildiğinde ‘’dayanıklılık’’ anlamına gelmektedir. Dayanıklı olmak ‘’güçlü, katı, sabit, yıkılmaz’’ gibi kavramları çağrıştırırken, resilience ‘’esnekliği’’ sembolize eder. Travmalar sonrası, kişinin kendini yeniden hayata adapte edebilmesini, esneyip bükülüp yine kendi olabilmesini ve yaşama entegre olabilmesi sürecini tanımlar. Yani gücümüz sabit ve sarsılmaz duruşumuzdan değil, esneyip biçimimize dönebilmemizdir der.

 

Genellikle danışanlar; nedenini bildiği (travmalar, depresyon, fiziksel olmayan ama tekrar eden bedensel rahatsızlıklar) veya bilmediği (yıkıcı bir histen kurtulamadığı veya kabuslar gibi) koşulların semptoma dönüşmüş olup, bu semptomların artık hayatını etkilediği ve günlük yaşantılarına devam ederken onları zorlantıya soktuğunda terapiye başlamak isterler.

Önce kendileri çözmeyi denerler ve artık bilinç dışı bastırma mekanizmasını kullanamayacak kadar yaşantılar biriktiğinde bir profesyonelden yardım alma arzusu doğar. Aslında semptomlarımız en büyük dostlarımızdır der Freud. Çünkü kişinin bilinç düzeyinde hissedemediği ve çektiği ‘’acı’’yı bilinç dışı semptomlar ile göstermek ister. O yüzden semptomlar yok edilmesi düşmandan çok anlaşılmayı bekleyen dostlarımızdır. Kişinin hayatında sürekli aynı tekrarların oluyor oluşu, çocukken yan odadan duyduğu bir fısıltının erişkin iken iyileşme sürecinin büyük bir parçasına dönüşmüş oluşu veya rüyasındaki imgeleri terapide analiz ediyorken çağrışımlarla bize bastırdığı öyküyü anlatıyor oluşuna bakıyoruz ki; bilinç dışı bir yolunu buluyor.

             

Analitik terapi ortak bir süreçte ilerlediği için kişiye terapi sonrası içinde analitik düşünme becerisi de kazandırır. Bizler danışanlarımızın sadece bizim yanımızdayken veya terapi süresince kendini anlamış ve yakın hissetmesinden çok terapi sonrasındaki yaşantısında da bu şekilde devam etmesini arzu ederiz. Kendine bir kapı aralamaya...


Psikolog Öznur Karaman Kısa Öz geçmişi

Öznur Karaman, psikolog ve psikoterapisttir.
Lisans eğitimini Bahçeşehir Üniversitesi İngilizce Psikoloji bölümünde burslu olarak tamamlamıştır.
Ardından lisansüstü eğitimine Klinik Psikoloji alanında başlamış ve tezli program ile devam etmektedir.
İstanbul Psikanaliz Derneği`nden ve Psikeistanbul Derneği`nden 2 yıl "Psikanalize Giriş Konferansları" eğitimine katılmıştır. Psikoterapi seanslarını psikanalitik yönelimli sürdüren Öznur Karaman’nın kendi analiz süreci bir psikanalist ile devam etmektedir. Aynı zamanda Cinsel Sağlık Enstitüsü`nden ``Cinsel Terapi`` eğitimi de devam etmektedir.
Dr. Pınar Arslantürk`ün psikanalitik yaklaşımı temel alan bireysel süpervizyon sürecinden geçmekte ve tamamlamaktadır.
Kadıköy/Göztepe- İstanbul`da bir terapi merkezinde danışan görmektedir.

Psikanalitik yaklaşımı tercih etmektedir. Yetişkin ve ergenlerle çalışmaktadır.
Tuzla Belediyesinde "Kadına Şiddetle Mücadele" ekibinde gönüllü psikolog olarak çalışmakta, şiddet mağduru kadınlara psikolojik destek vermekte ve seminerlerin moderatörlüğünü yapmaktadır.
Aynı zamanda bir insan kaynakları şirketinde kurum psikoloğu olarak çalışmaktadır.
Orada DBE (Davranış Bilimleri Enstitüsü) ile anlaşmalı kişilik envanterlerini uygulamaktadır.
PsikeArt Dergisi Mart-Nisan sayısında yazısı yayınlanmış olmuş derginin forum platformunda yazıları devam etmektedir.
Türk Psikologlar Derneği (TPD) üyesidir.


Çalıştığı Alanlar:

Bireysel Psikoterapi
Cinsel Sorunlar (Çiftler içindir)
İlişkisel Sorunlar
Kayıp ve Yas Süreçleri
Yaygın Anksiyete Bozuklukları
Depresyon
Panik Atak
Kaygı
Aile İçi İletişim Sorunları
Özgül Fobiler
Obsesif-Kompulsif Bozukluk
Somatizasyon Bozukluğu
Yeme Bozuklukları
Uyku Bozuklukları
Baş Dönmeleri
Unutkanlık
Bipolar Bozukluk
Vücut (Beden) Disformik Bozukluğu
Dikkat Dağınıklığı
Çekingenlik
Lohusalık sendromu
Özgüven Sorunu (Kendine Güven Sorunu)
Sosyal Fobi

 




mantar bariyer